Günümüzde tüketici davranışları ve ekonomik göstergeler hızla değişiyor. Enflasyon, tedarik zinciri aksaklıkları, bölgesel belirsizlikler ve dijital dönüşüm, pazarlama dünyasını etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Alp Erekul, Nordics, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde Ticari Direktörlük görevini yürütüyor ve farklı sektörlerdeki deneyimiyle markaların sadece strateji değil, yeni bir bakış açısına da ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Değişim dönemlerinde markaların yönlerini ve seslerini yeniden tanımlamaları gerektiğini vurgulayan Erekul, tüketiciye yakınlığın pazarlama başarısının temelini oluşturduğunu ancak yapısal sağlamlık olmadan bu yakınlığın kırılgan hale gelebileceğini söylüyor.
Erekul’a göre, bugünkü ekonomik ortamda sürdürülebilir bir pazarlama stratejisi geliştirmek için şirketlerin üç temel prensibe sıkı sıkıya sarılması gerekiyor. İlk prensip, veriye dayalı sezgisellik olarak belirleniyor. Erekul, içgörünün hala pazarlamanın kalbi olduğunu ancak artık bu içgörünün kişisel deneyimlerden değil, doğru analiz edilmiş tüketici verilerinden beslenmesi gerektiğini belirtiyor. Verinin sadece sayılar olmadığını, tüketicinin duygularına açılan bir kapı olduğunu ifade ediyor.
İkinci odak noktası ise anlam üretmek olarak belirleniyor. Erekul, ekonomik zorluklar karşısında tüketicinin daha seçici hale geldiğini ve sadece fiyat odaklı mesajların markaya duyulan bağlılığı zayıflatabileceğini belirtiyor. Bu nedenle şirketlerin ürün değil, anlam pazarlaması yapmaları gerektiğini vurguluyor. Tüketici artık markanın ne sattığından çok, onun için ne ifade ettiğini merak ediyor.
Üçüncü odak noktası ise stratejik esneklik olarak belirleniyor. Erekul, kriz dönemlerinde planların değil, çerçevelerin işe yaradığını ve pazarlama stratejilerinin mutlak doğrulara değil, senaryolara göre kurgulanması gerektiğini vurguluyor. Değişime direnç göstermek yerine onunla birlikte yol alabilen markaların başarılı olduğunu belirtiyor. Erekul’a göre, ekonomik baskılar karşısında tüketici markaya değil, yaşattığı değere sadık kalıyor. Kısa vadeli hedefler yerine uzun vadeli ilişki stratejilerinin önemli olduğunu belirtiyor.
Bugünün pazarlama dünyasında ‘sadakat’ kelimesinin yerini ‘güven’e, ‘hacim’ kelimesinin ise ‘etki’ye bırakması gerektiğini belirten Erekul, şirketlerin pazarlama stratejilerini bu doğrultuda şekillendirmeleri gerektiğini vurguluyor. Değişen ekonomik ve tüketici trendlerine uyum sağlayabilen markaların başarılı olacağını ifade ediyor. – İSTANBUL