Türkiye Ekonomisinde 2025’in Z Raporu: Başlangıçtan Yıla Bakış

featured

2025 yılı, Türkiye ekonomisi için hem iç hem de dış faktörlerin etkisiyle hareketli geçti. Bölgesel savaşlar, jeopolitik belirsizlikler ve küresel ekonomik dalgalanmalar, ülke ekonomisinin performansını doğrudan etkiledi. Dünya Gazetesi yazarı Naki Bakır, 2025’in Türkiye ekonomisi açısından bir denge yılı olarak değerlendirilebileceğini belirtti: büyüme görece yavaş seyrederken, enflasyon kontrol altına alınmaya çalışıldı, haneler ise “bekleme ve sıkışma” dönemini yaşadı.

Enflasyon Hedefin Altında, Ama Yola Devam
2025 başında yüzde 17,5 olarak belirlenen yıllık enflasyon hedefi, yıl boyunca düşüş göstererek kasımda yüzde 31 civarına geriledi. Bu düşüş, Merkez Bankası’nın yüzde 25-29 aralığındaki tahminini aşsa da enflasyonla mücadelede kayda değer bir ilerleme sağlandı.

Büyüme ve Kişi Başı Gelir
Gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) yılı yüzde 3,7 büyüme ile tamamladı. İlk çeyrek yüzde 2,5 artarken, faiz indirimlerinin etkisiyle ikinci çeyrekte yüzde 4,9’a yükseldi. Kişi başı milli gelir ise nüfus artışının yavaşlaması sayesinde 17.886 dolara çıkarak tarihî bir seviyeye ulaştı. Ancak bu artışın bir kısmı, TL’nin değerlenmesinin yarattığı “fiktif zenginleşme” etkisiyle gerçekleşti.

Dış Ticaret ve Cari Açık
2025 yılında ihracat yüzde 3,7 artarken, ithalat yüzde 5,7 yükseldi. Sanayi ve yatırım malı ithalatındaki artış sınırlı kalırken, tüketim malı ithalatındaki yükseliş tek hanelerde kaldı. Cari işlemler açığı ise enerji ithalatındaki düşüş sayesinde hedeflerin altında gerçekleşti; ancak altın ithalatındaki hızlı artış bu durumu kısmen dengeledi.

Göz Atın

Bütçe ve Kamu Borcu
Merkezi yönetim bütçe açığı 2 trilyon TL’nin üzerine çıktı. Gelirler 11,5 trilyon, giderler 14,6 trilyon TL civarında seyrederken, borç stokunda hızlı artış devam etti ve kasım sonunda merkezi yönetim borcu 13,2 trilyon TL’ye ulaştı. Borçlanmanın büyük kısmı iç kaynaklardan sağlandı.

İşsizlikte Farklı Görünüm
Resmi işsizlik oranı yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleşti. Ancak geniş tanımlı işsizlik, “örtülü işsizlik” olarak adlandırılan kategoriler dahil edildiğinde yüzde 28,5’e yükseliyor. Bu rakam, iş aramayı bırakan veya eksik istihdamda olan geniş bir nüfusu kapsıyor.

Sonuç olarak, 2025 Türkiye ekonomisi açısından “denge yılı” olarak nitelendirilebilir; büyüme ve enflasyonda önemli gelişmeler görülürken, bütçe ve işsizlik gibi yapısal sorunlar dikkat çekti.

Benzer Haberler

Bir Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Yazar Para ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!