(ANKARA) – Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ve sadece belirli yönetici ve üst düzey bürokratlara majansş artışı öngören düzenlemeye karşı CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “2026 bütçesi kapsamında muvazzaf ve emekli askeri personelin özlük hakları iyileştirilmelidir. Türkiye’nin, fedakar TSK personelini göz ardı etme lüksü yoktur. 2026 bütçesi, TSK personeli için bir dönüm noktası olmalıdır” açıklamasında bulundu.
Yankı Bağcıoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ve sadece belirli yönetici ve üst düzey bürokratlara majansş artışı öngören düzenleme hakkında yazılı bir açıklama yaptı.
Bağcıoğlu, kariyer meslek gruplarının hak ettikleri ücretleri alması gerektiğini belirtirken, ancak vatanı için canını veren, şehit ve gazi olan, fedakarca görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin asla göz ardı edilemeyeceğini vurguladı.
Yankı Bağcıoğlu’nun açıklaması şu şekilde:
“Türkiye şu anda zorlu bir ekonomik dönemden geçiyor. Bu durumu artık hiç kimse göz ardı edemez. Ancak özellikle TSK personeli ve emeklilerinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar, diğer kesimlere kıyasla daha derin ve ciddi bir hal almış durumda. Modern silah ve sistemlerin etkin olmasını sağlayan unsur yüksek teknoloji değil; yüksek moral ve motivasyona sahip, adalet duygusu güçlü personeldir. Devlet yönetiminde adalet temel bir prensiptir ve her zaman korunmalıdır.
“Gençlerin askerlik mesleğine ilgisi azalıyor”
Şu anda muvazzaf ve emekli tüm askeri personel, özellikle emekli astsubaylar, emekli binbaşılar, emekli uzman erbaşlar ve emekli devlet memurları, yoksulluk ve hatta açlık sınırının altında majansşlarla geçinmek zorunda bırakılmış durumda. Bu durum sadece bireysel bir sorun değil, doğrudan milli güvenlik sorunudur. Barınma konusu her geçen gün büyümekte. Bazı bölgelerde askeri personel, aldığı majansşın yarısını kira ödemek için harcamak zorunda kalıyor; aile birliğini sürdürmek neredeyse imkansız hale geliyor. Aynı zamanda, TSK’dan ayrılan uzman erbaş ve sözleşmeli erlere yasal istihdam hakkı verilmemesi, özlük haklarındaki eşitsizlikler ve sosyal hakların dağılmış yapısı nedeniyle nitelikli personel temini ciddi bir risk altında.
“Bazı düzenlemeler gereklidir”
Bu durum sadece Türkiye’ye özgü değil; diğer ülkeler bu sorunu görüp önlem almaktalar. ABD ve Birleşik Krallık, personel kaybı ve motivasyon düşüklüğünü milli güvenlik tehdidi olarak görmüş, kapsamlı iyileştirmeler başlatmıştır. Hatta ABD Deniz Kuvvetleri, yeni fırkateyn inşa programı için kaynak bulmakta zorlanırken, personelin barınma sorunlarını çözmek için lojman bakımı ve onarımına 1,2 milyar dolar ayırmıştır. Bu yaklaşım, personelin sosyal şartlarının savunma kapasitesinin ayrılmaz bir parçası olduğunun somut bir kanıtıdır. Türkiye’de ise verilen sözler yerine getirilmemekte, özellikle emekli astsubaylara yıllardır vajanst edilen düzenlemeler hayata geçirilmemekte; emekli tüm askeri personel yoksulluk sınırının altında majansş almaya devam etmektedir. Tüm bunlara rağmen, bazı bürokratik personellere astsubayın tam majansşına denk gelen zam yapılırken; açlık sınırında yaşam mücadelesi veren askeri personelin mağduriyeti göz ardı ediliyor. Elbette bazı düzenlemelere ihtiyaç vardır. Ancak bu düzenlemeler yapılırken diğer mağdur kesimlerin tamamen göz ardı edilmesi, devletin adalet ilkesine, kurum içi barışa ve hizmet motivasyonuna zarar verir.
“2026 bütçesi, TSK personeli için bir dönüm noktası olmalıdır”
Bu nedenle 2026 bütçesi kapsamında muvazzaf ve emekli askeri personelin özlük hakları iyileştirilmelidir. Muvazzaf personelin barınma sorunu çözülmeli, TSK’dan ayrılan uzman erbaş ve sözleşmeli erlere yasal istihdam hakkı tanınmalıdır. Modern savunma kapasitesinin sürdürülebilirliği, hak ettiği değeri gören, adaletli bir yapı içinde çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ile mümkündür. Türkiye’nin fedakar TSK personelini göz ardı etme lüksü yoktur. 2026 bütçesi, TSK personeli için bir dönüm noktası olmalıdır.”