Ülker Bisküvi, 2025 yılının ilk dokuz aylık döneminde 80,9 milyar TL ciro elde ederek başarılı bir performans sergiledi. Şirketin aynı dönemde yüzde 17,8 FAVÖK marjı elde etmesi de dikkat çekiciydi.
Ülker Bisküvi, Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, 2025 yılının ilk dokuz ayında elde ettiği 80,9 milyar TL ciroyu duyurdu. Şirket CEO’su Özgür Kölükfakı, tutarlı, rekabetçi, karlı, sürdürülebilir ve insan odaklı büyümeyi hedeflediklerini belirtti. Kölükfakı, şirketin sektör lideri olmasının güçlü finansal altyapıları ve yenilikçi bakış açılarıyla sağlandığını vurguladı. Ayrıca, Suudi Arabistan ve Mısır’da bisküvi pazarında liderliklerini sürdürdüklerini de ekledi. Ülker markası ve alt markalarıyla tüketicilere mutluluk ve lezzet sunmayı amaçladıklarını belirten Kölükfakı, tüketici beklentilerini karşılamak için sürekli olarak yeni ürünler geliştirmeye devam ettiklerini ifade etti.
Yeni ürünlerin önemine de değinen Kölükfakı, inovasyonun Ülker’in başarısında önemli bir faktör olduğunu vurguladı. Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı, Hanımeller Sütlü Çikolatalı Kurabiye, Ülker Çikolata Dolu Dolu, Dido Nut Sütlü Çikolatalı Fındıklı, Dankek Rulo Pasta Muzlu gibi ürünlerin yanı sıra fındıklı dolgulu, çıtır kadayıflı ve baklava parçacıklı sütlü çikolatalı tablet Ülker Çikolata İstanbul’un da tüketicilerle buluşturulduğunu belirtti. Ayrıca AR-GE’ye ve dijitalleşmeye yapılan yatırımların da tüketici beklentilerine uygun ürünler geliştirmelerini sağladığını dile getirdi.
Kölükfakı, şirketin 2023 yılında aldığı 3 yıl vadeli 250 milyon ABD doları tutarındaki sendikasyon kredisinin refinansmanı için 5 yıl vadeli, vadede anapara ödemeli yeni bir sendikasyon kredisi anlaşması imzaladıklarını açıkladı. Bu anlaşmanın, şirketin istikrarlı büyüme stratejisinin ve uluslararası finans kuruluşlarıyla kurulan güçlü ilişkilerin bir göstergesi olduğunu belirten Kölükfakı, şirketin sürdürülebilirlik ve israfsız kültürüyle küresel gıda sisteminin dönüşümüne katkı sağlamayı amaçladıklarını ifade etti. Ayrıca, 2014 yılında başlayan sürdürülebilirlik çalışmalarının yönetişim yapılarını geliştirdiğini ve risklere karşı daha dayanıklı hale getirdiğini belirtti.
