Knight Frank tarafından yayımlanan 2025 Servet Raporu’na göre, Türkiye’de 10 milyon doların üzerinde servete sahip kişi sayısı 6,138’e ulaştı. Bu rakam, Türkiye’yi dünya genelinde 25. sıraya yerleştirirken, nüfusun yüzde 0.3’ü ultra zenginler arasında yer alıyor.
Raporda, Türkiye’nin hemen üzerinde İsveç yer alırken, Türkiye’yi takip eden ülkeler arasında Filipinler ve Yeni Zelanda bulunuyor. Türkiye’nin dolar milyoneri sıralamasındaki yeri, ekonomik dinamikler ve yatırım ortamı açısından dikkat çekici bir gösterge olarak değerlendiriliyor.
Önceki yıllarda yayımlanan raporlarda 30 milyon doların üzerindeki servet sahiplerine yönelik veriler paylaşılırken, 2025 raporunda bu detay yer almadı. Ancak geçmiş verilere göre, 2022 yılında Türkiye’de 30 milyon doların üzerinde servete sahip kişi sayısı 1,761 iken, 2023’te bu rakam 1,932’ye yükselmişti.
Rapora göre, dünya genelinde en fazla dolar milyoneri ABD’de bulunuyor. 10 milyon doların üzerinde servete sahip ABD’li sayısı 905,413 olurken, Çin 471,634 kişi ile ikinci sırada yer aldı. Japonya, Hindistan ve Almanya’yı ise Kanada, İngiltere ve Fransa takip ediyor.
Dünyada 10 milyon doların üzerinde servete sahip kişi sayısı son bir yılda 41,078 kişi artarak 2,341,378’e ulaştı. 2028 yılında bu rakamın 2,5 milyonu aşması bekleniyor. Öte yandan, 100 milyon doların üzerinde servete sahip kişi sayısı da 2023’te 99,825 iken, 2024’te 104,060’a yükseldi. 2028 yılında ise bu rakamın 110,942’ye ulaşacağı tahmin ediliyor.
Bu veriler, küresel servet artışının devam ettiğini gösteriyor. Türkiye’de zenginlik ve servet dağılımı konusunda yaşanan bu gelişmeler, ülkenin ekonomik potansiyeli ve yatırım fırsatları açısından önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor. Ultra zenginlerin sayısındaki artış, ülkenin ekonomik büyümesine ve yatırım ortamının olgunlaşmasına işaret ediyor.
Türkiye’nin dünya genelindeki servet sıralamasındaki yeri ve ultra zenginlerin sayısındaki artış, ülkenin ekonomik potansiyeli ve yatırım fırsatlarına olan güveni yansıtan önemli veriler olarak karşımıza çıkıyor. Bu veriler, Türkiye’nin küresel ekonomideki konumunu güçlendirecek potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.
