Trump yönetiminin kripto para sektörüne olan olumlu yaklaşımına rağmen, son bir ay içerisinde Bitcoin’de (BTC) yüzde 15’in üzerinde bir değer kaybı yaşandı. Başkan Trump’ın “Fort Knox” olarak adlandırdığı stratejik kripto rezervi, piyasalarda beklenen olumlu etkiyi yaratmadı. LVRG Research direktörü Nick Ruck, yatırımcıların rezervin suç gelirlerinden elde edilen varlıklarla finanse edilecek olmasından hayal kırıklığına uğradığını belirtti.
Altın, güvenli liman olarak değer kazanmaya devam ederken, Bitcoin’in volatilitesi geçtiğimiz pazartesi günü yıllık bazda yüzde 59,4’e ulaştı. Bu oran şu anda yaklaşık yüzde 58 seviyesinde seyrediyor. Pazartesi gününden bu yana yaşanan dalgalanma, geçtiğimiz aralık ayından beri kaydedilen en yüksek seviyede gerçekleşti.
Aralık ayında, Bitcoin’in fiyatı kripto dostu olan Donald Trump’ın başkanlığından gelecek olumlu beklentilerle yükselirken, son haftalarda ters bir durum yaşandı ve Bitcoin son bir ay içerisinde yüzde 15’ten fazla değer kaybetti.
Bitcoin’in fiyat hareketliliği, Trump’ın Stratejik Kripto Rezervi oluşturmak için imzaladığı yürütme emri ve dijital varlıklar dünyasından üst düzey liderlerle gerçekleştirdiği kripto zirvesi ortamında yaşanıyor. Trump’ın imzaladığı yürütme emri, federal hükümetin dijital varlık varlıklarının tam bir muhasebesini içeriyor. ABD hükümeti, Bitcoin Treasuries’e göre yaklaşık 17 milyar dolar değerinde 200.000 BTC’yi elinde bulunduruyor. Trump’ın Kripto Çarı David Sacks, ABD’nin rezervde bulunan Bitcoin’i satmayacağını, bunun yerine “Fort Knox” gibi yöneteceğini açıkladı.
Ancak, bu açıklamalara rağmen Bitcoin’in fiyatı düşmeye devam etti. Bu durum, rezerv fikrinin aralık ayında fiyatı 108.000 dolara kadar çeken tüm zamanların en yüksek seviyesine dahil edildiğini veya rezerv oluşturma planlarının beklenenden daha az agresif olduğunu gösteriyor. Trump, Stratejik Bitcoin Rezervi fikrini ilk olarak geçen temmuz ayında gündeme getirmişti.
Bitcoin’in fiyat düşüşü ve volatilite artışı, Trump yönetiminin yeni tarifeleri açıklamasıyla tetiklenen geniş çaplı hisse senedi satışları ile aynı zamana denk geldi. Bu süreçte, altın geleneksel bir güvenli liman varlığı olarak statüsünü yeniden kanıtladı ve değerli metalin fiyatı önemli ölçüde yükseldi.