Tayvan’ın lideri Lai Ching-te, Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki ülkenin savunma kapasitesini geliştirmek için 40 milyar dolarlık özel bir bütçe ayırmaya karar verdi. Demokratik İlerici Parti’nin (DPP) lideri olan Lai, Savunma Bakanlığı’nın 2026-2033 yıllarını kapsayan savunma özel bütçesi taslağını tamamladıklarını duyurdu. Bu özel bütçenin, yüksek tespit ve önleme kapasitesine sahip çok katmanlı bir hava savunma sistemi olan “T-Kubbe”nin kurulması dahil olmak üzere silah alımları için kullanılacağını belirtti.
Lai, Çin’in Tayvan ve Hint-Pasifik bölgesine yönelik tehditlerinin arttığını vurgulayarak, özel bütçenin Tayvan’ın güvenliğini, sosyal istikrarını ve halkının hür ve demokratik yaşam tarzını korumayı amaçladığını söyledi. Ancak bu adım Çin tarafından tepkiyle karşılandı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, ABD ile Tayvan arasındaki savunma ilişkisini eleştirerek, Tayvan’ın bağımsızlık arayışının başarılı olamayacağını belirtti.
Lai, ABD’nin savunma harcamalarını artırma baskısı altında olduğunu ve NATO kriterlerini karşılamak için çalıştıklarını açıkladı. “Ulusal Gün” konuşmasında, Tayvan’ın savunma harcamalarının gelecek yıl gayrisafi hasılanın yüzde 3’ünü, 2030 yılında ise yüzde 5’ini aşacağını tajanshhüt etti. Ayrıca, “T-Kubbe” adlı hava savunma sistemi ve akıllı savunma sistemleri geliştirerek asimetrik savunma stratejilerinin caydırıcılığını artıracaklarını belirtti.
Çin ile Tayvan arasındaki anlaşmazlık, 1949’dan bu yana devam eden bir süreç. Çin, Tayvan’ı kendi topraklarının bir parçası olarak görürken, Tayvan fiili bağımsızlığını korumaya çalışmaktadır. Pekin, “tek Çin” ilkesini vurgulayarak Tayvan ile askeri ilişkileri ve silah satışlarını engellemeye çalışmaktadır. Son yıllarda artan askeri baskılarla Tayvan’ı tehdit eden Çin yönetimi, güç kullanımını dahi göz ardı etmeden, Ada’nın ana karayla yeniden birleşmesini istemektedir.
Lai’nin açıklamaları ve aldıkları kararlar, Çin ile Tayvan arasındaki gerilimi artırmış durumda. Ancak Tayvan, savunma kapasitesini güçlendirerek bölgedeki istikrarı sağlamak amacıyla kararlı bir şekilde hareket etmeye devam ediyor. Bu durum, bölgede tansiyonun yükselmesine ve uluslararası ilişkilerde yeni gerginliklere yol açabilir.
