Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Türk lirasına geçişi desteklemek amacıyla önemli düzenlemeler gerçekleştirdi. 3 Mayıs 2025 tarihli duyuruya göre, dövizden TL’ye geçişi teşvik etmeye yönelik alınan kararlar bankaları ve ihracatçı firmaları yakından ilgilendiriyor.
Yapılan düzenlemeler kapsamında, yabancı para mevduatlara uygulanan zorunlu karşılık oranları tüm vadelerde 200 baz puan artırıldı. Ayrıca, yurt içi yerleşiklerle yapılan 1 yıla kadar vadeli yabancı para cinsinden repo işlemlerinden sağlanan fonlar için bu oran 400 baz puana çıkarıldı. TCMB, bankaların tüzel kişi TL mevduat oranlarını artırmalarını da hedefliyor. Bu kapsamda, TL mevduat payı yüzde 60’ın altında kalan bankalara, bu oranı aylık en az 0,3 puan artırma hedefi getirildi.
Zorunlu karşılıklarla ilgili bir diğer değişiklik ise, TL mevduat için tesis edilen karşılıklara yapılacak faiz ya da telafi ödemesine yönelik oldu. Yeni düzenlemeye göre, TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde 84’ü yerine yüzde 86’sı oranında ödeme yapılacak.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile koordineli olarak alınan kararla, ihracat bedellerinin Merkez Bankası’na satılma zorunluluğunda da güncelleme yapıldı. 31 Temmuz 2025’e kadar ihracat gelirlerinin en az yüzde 35’inin TCMB’ye satılması gerekecek. İhracatçı firmalar için döviz dönüşüm desteği oranı da artırıldı. Buna göre, dövizlerini TL’ye çeviren ihracatçılara sağlanan destek oranı 31 Temmuz 2025 tarihine kadar yüzde 3 olarak uygulanacak.
TCMB, bu düzenlemelerle Türk lirasının kullanımını teşvik etmeyi ve finansal istikrarı güçlendirmeyi hedefliyor. Bu kararlar, dövizden TL’ye geçişi teşvik etmek ve Türk ekonomisinin döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı daha dirençli olmasını sağlamak amacıyla alınmıştır. Bankaların ve ihracatçı firmaların bu düzenlemelere uyum sağlamaları ve gerekli adımları atmaları önemlidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bu hamleleri, ülkenin ekonomik büyümesini desteklemek ve finansal istikrarı sağlamak için önemli bir adımdır. Bu düzenlemelerin Türk lirasının güçlenmesine ve ekonominin daha sağlam bir zemine oturmasına katkı sağlaması beklenmektedir.
