Altın fiyatları son günlerde büyük dalgalanmalar yaşadığı için gündemde en çok konuşulan konular arasında yer almaktadır. ABD Başkanı Donald Trump’ın 22 Nisan’da gümrük tarifeleri açıklamasının ardından ons altın tarihi bir rekorla 3500 doları aşmıştı. Ancak bu zirvenin ardından yaşanan düşüş, üç haftayı aşkın bir sürede %8,5’in üzerinde bir kayba dönüşmüştür. Ons altındaki değer kaybı yaklaşık 300 dolar, gram altında ise 300 TL seviyesini bulmuştur.
Altın fiyatlarındaki düşüşün en önemli nedenleri arasında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) şahin tonda açıklamaları ve ABD ile Çin arasında karşılıklı tarifeleri azaltan anlaşma yer almaktadır. 2 Nisan’da başlayan tarifeler sonrasında yükselişe geçen altın, Pazartesi günü duyurulan 90 günlük geçici anlaşma ile birlikte satış baskısına girmiştir.
22 Nisan’da 4305 TL ile rekor kıran gram altın, haftayı 4001 TL seviyesinden kapatmıştır. Kapalıçarşı’da da benzer bir düşüş gözlenmiştir:
– Çeyrek altın: 6733 TL
– Tam altın: 26.848 TL
– Cumhuriyet altını: 26.832 TL
Altın yatırımcıları, kısa vadede yön arayışına girmiş durumdadır. ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs, yayınladığı analiz raporunda altın fiyatlarının uzun vadede yeniden yükselebileceğini öngörmektedir. Raporda, “Yatırımcılar mart ayından bu yana ekonomik belirsizlik ve oynaklık nedeniyle altın pozisyonlarını artırıyor. Merkez bankalarının güçlü talebiyle birlikte bu durum, fiyatları tekrar rekor seviyelere taşıyabilir” ifadelerine yer verilmiştir.
ABD ve Çin arasında imzalanan geçici tarife anlaşması, altın başta olmak üzere küresel piyasalarda rahatlamaya yol açmıştır. Anlaşmaya göre ABD, Çin’e uyguladığı tarifeyi %145’ten %30’a indirirken, Çin de ABD’ye uyguladığı tarifeyi %125’ten %10’a çekmiştir. Anlaşma süresi 90 gün olarak belirlenmiş ve Başkan Trump, bu sürenin sonunda kalıcı uzlaşma beklediğini belirtmiştir.
Altın fiyatları üzerinde hala Fed’in faiz politikası, küresel ekonomik riskler ve jeopolitik gelişmeler etkili olmaya devam etmektedir. Uzmanlara göre, bu oynaklık ortamında yatırımcılar altını güvenli liman olarak görmeye devam etmektedir, ancak yön için merkez bankalarının mesajları belirleyici olacaktır.
