Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, aralık ayında 100 baz puanlık faiz indirimi, enflasyonda ise %1,35’lik bir artış beklediklerini ifade ederek, faiz hareketlerinin ekonomi üzerindeki etkilerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Gazetecilerle bir araya gelen Akten, politika faizinde tepe noktadan bu yana yaklaşık 600–650 baz puan indirim yapıldığını ancak bunun mevduat faizlerine yalnızca 350 baz puan düzeyinde yansıdığını vurguladı.
“Mevduat faizleri yeterince gerilemiyor”
Akten, Merkez Bankası’nın faiz indirim sürecine karşın mevduat faizlerinin aynı hızda düşmemesinin bankalar açısından maliyet baskısı yarattığını belirterek şunları söyledi:
-
“Mevduat maliyetleri yeterince gevşemeyince, kredi faizlerinde de aynı oranda indirim yapma imkânımız daralıyor.”
Sıkı para politikasının, görünenin ötesinde oldukça sıkı olduğuna dikkat çeken Akten, enflasyonun kısa vadede hızla çözülemeyecek bir sorun olduğunu, ancak uygulanan politikaların uzun vadede hem bankacılık sektörüne hem de müşterilere olumlu yansıyacağını söyledi.
“Türkiye ekonomisi güçlü, potansiyel yüksek”
Akten, Türkiye ekonomisinin sağlam temellere sahip olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:
-
“Türkiye’nin ekonomik dayanıklılığı yüksek. Buna rağmen reel faizlerin çok yüksek olduğu bu dönemde etkilenme düzeyimizin sınırlı kaldığını görüyoruz. Faizlerin gerilemesi ve risklerin azalmasıyla birlikte ekonomide daha hızlı bir ivmelenme yaşanabilir.”
Savunma, turizm ve KOBİ’ler öne çıkıyor
Akten’e göre Türkiye’de büyümeyi destekleyen önemli sektörler şöyle:
-
Savunma sanayii: Son yılların lokomotif sektörlerinden biri.
-
Turizm: Zorlu koşullara rağmen oldukça iyi bir sezon geçirildi.
-
KOBİ’ler: Türkiye’de yaklaşık 6 milyon KOBİ bulunduğunu söyleyen Akten, bunların %60’ını izlediklerini ve birçok sektörün dünya çapında rekabet gücü taşıdığını belirtti. Kimya, ağır sanayi ve otomotivin güçlü performans sergilediğini aktardı.
“Altın ve gümüşe talep TL mevduat artışını sınırladı”
Akten, son dönemde gümüş ve altına yönelimin arttığını, bu nedenle TL mevduatların istenen hızda büyüyemediğini söyledi. KKM’nin sona ermesinin TL mevduat oranlarına beklenen katkıyı sağlamadığını belirterek:
-
“Önceki dönemlerde KKM dönüşlerinin %60–70’i TL’ye dönerken, son kalanların %80–90’ı dolara yöneldi,” dedi.
2026 öngörüleri: Enflasyon %25, faiz %32
Akten, yıl sonu beklentilerinin korunduğunu, 2026 sonunda enflasyonun %25, politika faizinin ise %32 seviyesinde olacağını öngördüklerini ifade etti. Bu düşüşün kademeli bir şekilde gerçekleşeceğini belirtti.
“Genç ve eğitimli nüfus Türkiye’nin avantajı”
Çin’in hızla ilerlediğini hatırlatan Akten, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yakınlığı, jeopolitik konumu ve girişimcilik ekosistemindeki canlılığın ülkeye ciddi avantaj sağladığını vurguladı. Türkiye’deki hızlı karar alma kültürünün büyümeyi desteklediğini belirterek:
-
“Yüksek reel faiz ortamında bile Türkiye ekonomisi %3,7 büyüdü; başka ülkelerde bu tablo çift haneli daralma yaratabilirdi. Genç ve eğitimli nüfus Türkiye’nin en önemli gücü,” dedi.