Jeotermal enerji sektörünün önemine ve Türkiye’nin 2053 Net Sıfır hedeflerine ulaşmasındaki kritik rolüne dair Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap’ın açıklamaları, enerji sektöründe dikkat çekici bir konuyu gündeme getirdi. Kındap, Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücünün Ekim ayı sonu itibarıyla 121 bin Megavat (MW) sınırını aştığını ve yenilenebilir enerji kaynaklarının bu gücün yüzde 61’ini oluşturduğunu belirtti. Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin sürekli ve yakın noktalarda üretilmesinin iletim ve dağıtım şebekeleri için kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Kındap, jeotermal enerjinin bu ihtiyacı karşılamak için en doğru seçenek olduğunu ifade etti.
Jeotermal enerji, diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre depolama sistemlerine ihtiyaç duymadan sürekli bir enerji kaynağı sunmaktadır. Bu sebeple, temiz ve yenilenebilir enerjinin yanı sıra baz yük işlevi gören santrallere olan ihtiyacın arttığına dikkat çeken Kındap, Türkiye’deki jeotermal enerji santrallerinin çoğunun tüketim noktalarına yakın konumlandığını ve bu durumun enerji üretimini ve iletimini kolaylaştırdığını belirtti. Jeotermal santrallerin dünyada şebekelerin en güvendiği ve en çok tercih ettiği enerji kaynağı olduğunu vurgulayan Kındap, bu santrallerin Türkiye’nin 2053 Net Sıfır vizyonuna ulaşması için karbon salımı ve iklim hedeflerine en uygun seçenek olduğunu söyledi.
Enerji üretiminin yanı sıra iletim ve dağıtım şebekelerinin de yüksek kalitede olması gerektiğini vurgulayan Kındap, Türkiye’nin bu alanda eksikliklerinin olduğunu ve iletimde yaşanan sıkıntıların çözüm beklediğini belirtti. Depolama sistemlerine olan ilginin arttığını ancak bu sistemin tek başına yeterli olmadığını ifade eden Kındap, hidroelektrik santrallerin baz yük işlevini gördüğünü ancak iklim değişikliği ve kuraklık gibi faktörlerden etkilendiğini de söyledi.
Jeotermal kaynakların keşfi ve kullanımı konusunda önemli açıklamalarda bulunan Kındap, Türkiye’nin jeotermal kaynak zenginliği sayesinde bu alanda lider bir ülke olduğunu ve potansiyelinin henüz tam anlamıyla keşfedilmediğini belirtti. Türkiye’nin jeotermal kaynaklarının enerji üretimi, termal turizm, seracılık, konut ısıtması gibi alanlarda kullanılabileceğini ve bu kaynakların bulunması ve kullanılması gerektiğini ifade etti. Jeotermal enerjinin Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için önemli bir kaynak olduğunu vurgulayan Kındap, bu kaynağın keşfi ve kullanımının ülke ekonomisine büyük katkı sağlayabileceğini belirtti.
Türk jeotermal sektörünün rakamsal verileri de makalenin son bölümünde yer aldı. Türkiye’nin dünyanın en zengin jeotermal kaynaklarına sahip olduğu ve jeotermal enerji kaynaklı elektrik üretiminde dünyanın dördüncü, Avrupa’nın lider ülkesi olduğu belirtildi. Jeotermal enerjinin termal turizm, seracılık, konut ısıtması gibi alanlarda da kullanıldığı ve Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyelinin henüz tam anlamıyla keşfedilmediği vurgulandı.
