Kilosu 20 bin liraya kadar alıcı bulabilen coğrafi işaretli Anzer balı, yüksek fiyatı nedeniyle sahtekârların gözde ürünleri arasına girdi. Sektör temsilcileri, “Gerçek üretim yılda en fazla 10 ton ama piyasada 100 ton ‘Anzer balı’ adıyla satış yapılıyor” diyerek durumun vahametine dikkat çekiyor.
“Coğrafi işaret almak 7–8 yıl sürdü”
Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Osman Civelek, Anzer balının coğrafi işaret sürecinin oldukça uzun ve zahmetli olduğunu belirterek, tescil belgesini Rize Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’ne devrettiklerini söyledi. Ürünün denetim ve takibinin kamu kurumları tarafından yapılmasının daha doğru olduğunu vurguladı.
Tarihi geçmişi balın değerini artırıyor
Civelek, Anzer balının Osmanlı döneminde saraya kadar gönderilen özel ballardan biri olduğunu, bu güçlü hikâyenin de coğrafi işaret alınmasında etkili olduğunu ifade etti. Bu adımı atarken amaçlarının hem ürünü korumak hem de Türkiye ile dünya pazarlarında doğru şekilde tanıtmak olduğunu söyledi.
“Gerçek üretim çok az, sahte bal ise çığ gibi büyüyor”
Civelek, coğrafi işaret tescilinin sahteciliğin önüne geçmeye yetmediğini belirterek şunları söyledi:
-
“Koruma amaçlı adımlar attık ama yine de balımızı tam anlamıyla koruyamadık. Hatta coğrafi işaret sonrası sahte üretim daha da arttı.”
-
“Normalde hava koşullarına göre yıllık 8–10 ton bal elde ediyoruz. Ancak piyasada 100 tonun üzerinde sahte Anzer balı satıldığını tahmin ediyoruz.”
Rize çevresinde tespit ettikleri sahte ürünleri toplattıklarını belirten Civelek, “Fakat ülke genelindeki tüm sahte ürünlere müdahale edecek gücümüz yok” diyerek sistemli bir denetime ihtiyaç olduğunu vurguladı.